Laiklik Adam Olmaktır (HAYDE BRE!)
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Atatürk’ün uluslaşma, uygarlaşma, çağdaşlaşma ve aydınlanmanın tümüne aynı anda ve ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini bildiğini ve buna inandığını belirterek, “Onun için her şeyin temeline laikliği yerleştirerek yola çıkmıştır. En kısa söyleyişle O’na göre laiklik ’adam olmak’ demektir” dedi.
Ulu Önder Atatürk’ün ebediyete intikalinin 68. yılı nedeniyle Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca “Anma Toplantısı” düzenlendi.
“20 YAŞINDA BİR YOBAZ GİBİ…”
Cumhurbaşkanı Sezer, Kurtuluş Savaşı ile başlayan ve cumhuriyetle taçlanan savaşımın amacının uygarlaşma, çağdaşlaşma, aydınlanma, Ulusal Ant sınırları içinde ulusal egemenliğe dayalı, tam bağımsız laik ve demokratik bir ulus devlet kurmak olduğunu vurguladı. Sezer, şöyle devam etti:
“Atatürk, uluslaşma, uygarlaşma, çağdaşlaşma ve aydınlanmanın tümüne aynı anda ve ivedilikle çözüm bulunması gerektiğini biliyor ve buna inanıyordu. Onun için her şeyin temeline laikliği yerleştirerek yola çıkmıştır. Çünkü Yüce Önder, çağdaşlaşmanın da uygarlaşmanın da aydınlanmanın da uluslaşlaşmanın da anahtarının laiklik olduğunun bilincindedir. En kısa söyleyişle O’na göre laiklik ’Adam Olmak’ demektir.
Yüce Önder, ’Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar’ derken, işaret ettiği ’bu temel eksen’ uygarlaşma, çağdaşlaşma, aydınlanmayı temel alan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu nedenle Yüce Atatürk, ’Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ kuşaklar yetiştirilmesini isterken biliyordu ki ancak özgür düşünceli, ilimi ve aklı yol gösterici kabul eden, dogmaların esaretinden uzak kalıp sorgulayabilen ve konulara eleştirel yaklaşabilen yurttaşlar bu temel ekseni yakalayabilirler.
Yine Yüce Atatürk’ün cumhuriyeti ’Türk gençliği’ne emanet ederken kastettiği bu temel eksen doğrultusunda yetiştirilmiş kuşaklardır. Büyük Önder’in ’anladığı gençlik’ kendi deyişiyle ’Bu inkılabın fikirlerini ve ideolojilerini benimseyip gelecek nesillere götürecek’ her yaştaki gençlerdir.
Yüce Önder’e göre 20 yaşında bir yobaz ihtiyar, 70 yaşında bir idealist ise zindedir, gençtir.”